“Uzun Süreli Covid” Kadınlarda İki Kat Daha Yaygın!
Geçmeyen ateş, öksürük, grip belirtileri, adet düzensizlikleri…
Ağır Kovid geçirmemiş kişilerde bile 12 haftadan uzun süre devam eden semptomların varlığına “Uzun Süreli Covid (Long Covid)” deniliyor. Uzun süreli covid’in kadınlarda erkeklere göre 2 kat daha fazla görüldüğünü söyleyen Türk Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Prof. Teşhisi için rastgele kan testi.
COVID-19 enfeksiyonu bağışıklık sisteminin işleyişini zayıflatabilir ve bu etki uzun süre devam edebilir. Ağır bir hastalığı olmayanlarda bile 12 haftadan daha uzun süre devam eden ve bu semptomların başka bir nedenle açıklanamadığı duruma “Uzun Süreli COVID” denir. Bu duruma “Akut Sonrası Covid Sendromu”, “COVID-19 Sonrası Durum” da denilmektedir.
“Uzun Süreli COVID”in, Akut COVID adı verilen bulaşıcı semptomların olduğu ateş ve öksürük gibi hafif grip benzeri semptomlardan farklı olduğunu açıklamak. Türk Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Prof. Dr. Şevket Arslan C. Bir OVID enfeksiyonundan kurtulan bireylerin yaklaşık %30 ila 70’inin “Uzun Süreli COVID” semptomları yaşayabileceğini söylüyor. Başta akciğer, kalp ve sınır sistemi olmak üzere birçok organ ve sistemi ilgilendiren bu durumla ilgili 200’den fazla semptomun rapor edildiğinin altını çizen Prof. prof. Dr. Şevket Arslan , “Ortada en dikkat çekici olanlar bunlar; halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, göğüs ağrısı ve sıkışması, çarpıntı, kaygı, unutkanlık, konsantrasyon bozukluğu, bunama, tanıdık kelimeleri hatırlayamama, tat ve koku alma bozukluğu, kas ve eklem ağrıları, halüsinasyonlar, uyku bozuklukları, alerjik belirtilerin ortaya çıkması veya şiddetlenmesi semptomlar, bağışıklık sisteminin zayıflaması, enfeksiyon sıklığının artması, işitme ve görmede değişiklikler, ishal ve kabızlık, idrar kaçırma, adet düzensizlikleri.
“COVID-19 ENFEKSİYONU SONRASI ALT MİKROBİYOMUN DEĞİŞTİRİLMESİ”
Arslan, “Koronavirüs bağışıklık sistemini hem fazla çalıştırıp yorabilir hem de bağışıklık hücrelerini normal çalışamaz hale getirebilir” diyor. Bağışıklık sistemi ile bağırsaktaki faydalı bakteriler arasındaki ilişkinin uzun süredir bilindiğini belirten Arslan, doğal vücut savunmasında değerli bir yere sahip olan bağırsak mikrobiyomunun çeşitliliğinin de Kovid-19 sonrası değişebileceğini belirtiyor. 19 enfeksiyon. Arslan, bu değişikliğin “Uzun Süreli COVID” gelişimine de katkı sağladığının altını çiziyor.
HER BİREYİN RİSK ÖNEMSİYOR AMA KADINLARDA İKİ KAT FAZLA…
Arslan, yaşla birlikte “Uzun Süreli COVID” olasılığının artmasına rağmen, uzun süreli Covid’in kadınlarda iki kat daha sık görüldüğünü belirterek, “Eşlik eden diyabet, böbrek, kalp ve karaciğer hastalıkları, astım, obezite, kötü yaşam koşulları riski artırıyor. . Ancak COVID enfeksiyonunun şiddeti ne olursa olsun her birey bir risk taşır” diyerek sözlerini şöyle tamamladı:
“COVID-19 aşısı, enfeksiyon riskini azalttığı ve bağışıklığı güçlendirdiği için ‘uzun süreli COVID’ riskini azaltıyor. “Uzun süreli COVID” tedavisinde etkinliği kanıtlanmış belirli bir ilaç olmadığı için doktorlar tarafından genellikle semptomları hafifletmeye yönelik yaklaşımlar önerilmektedir. Semptomların hafifletilmesinde dengeli beslenme, fiziksel aktivite, uykunun sağlanması, COVID-19 aşısı olmak, D vitamini desteği, doğal alınan probiyotikler ve koenzim bağışıklığının güçlendirilmesi
Kaynak: (BYZHA) – Beyaz Haber Ajansı